Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (14), 4.AKIŞ 2. BÖLÜM
 

TURANLARIN KURANI (14)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Öyle bir soru ki cevabı mutlak kayıtlarda mevcut. Hadi bakalım, nereden yaratıldı beşer? Ben dünyalı olarak sordum… Kübrayım ben, sordum… Bana bunun yanıtını sen ver anam. Neden beşer yaratıldı? Bana yanıtı sen ver. Seni dinliyorum.

Süper İnsanlık Realitesi olarak cevabımız:

Dağlarım, beşer neden yaratıldı? Dini kapıların türevlerini tohumlarken, beşerin kontrolü, muktedir kaydı “kalem”e çekmek için gereklidir.

Eğer dünyayı hologramdan aşırtabilmekse maksat, muktedir olup “kervan” olmamız gerekir. Kervan olmak içinse, “has insan” olmamız gerekir. Ama “has insan” olabilmek için, “kelam” gerekir. Kelamı kodlayacak olansa “toprak”tır. Toprağı tohumlayansa “kuran”dır. Kurana kalem olan, “insan”dır.

Peki, o insan herkes midir? Kelam, “kalem” olduğunda “mutlak kuran” olan, her an olan insan, “beşeri kalemler”i de kodlar.

Beşerin kodlanması, kaynağın tahditsizliğini sayfalar. Kaynak, insanın kelamıdır ama insan kelamı kodlamadan da has olmalıdır.

Has olabilmesi, sahra olabilmesi ve muktedir olabilmesi, kendi rüya boyutlarının aşağılarındaki o yaşama varmasıyla mümkündür. O yaşama varmaksa, “beşeri kodlara varmak” anlamına gelir. Beşer olmadan “mutlak kuran” tohumları kodlayamaz. Bu kesindir.

Merdiven, insandır ve en aşağısı da en yukarısı da ilimdir. İlimi kodlarken de kelam, “kalem”e varsın diye beşere inilir. Beşer kodlanır, koklanır, tohumlanır ve nur olup, ruh olup, insanlaşır.

“Cennet” dediğiniz de insanın kelam olup, kalem olması ve her kaynakta bulunmasıdır. “Her kaynak” olabilmek için de beşere de ihtiyaç vardır.

Bizler, zeytiniz. Ne demektir bu? Zeytin. Ki bunu son zamanlarda diriliğimizde sürekli dinletiyoruz. Her şeyin aşağısı olandır ve her şeyin en yoğun olanıdır, çünkü en aşağıdadır… Ve en aşağının en aşağısında olan o, “mutlak kuran” olabilecek ve dürümlerde ilim olabilecektir.

Eğer en aşağıda değil de, en üstte kalsaydı ne olurdu? “Sahra” diye bilinen o yağmur, yağmazdı yaşama…

Sahranın yağışı akılladır. Aklı tohumlayansa kutsal tınıdır. Kutsal tını, tahditsizliği kayıtlarken herkese gerek duyar. En az ve en çok… En aşağı ve en yukarı. Zeytin olmak ve sahra olmak… En diri, en güçlü olmak.

Bu lokomotif insan, bugün burada bunu dillemek istedi. Ve bunu sessizce dilledi.

Lokomotif insan, kök görevi kodlayandır ve gök sözünü söyleyendir. Kontrolludur ve koyu bir sahradır. Kaynağın kaynağıdır ve yarının tahtıdır. Eşyanın ilmidir, yirmi dürümün en yüce kodu ve en ücra kaynakta kodlanmış sessizliğidir.

Değerliler, “keşke… keşke… keşke… “ Hadi buyurun, “keşkeler” Niye “keşkeler?” Vasiye ihtiyaç olunan sayfalar… “Keşkeler”… Vasi nerede? Hangi sahrada var? Aşağının an aşağısında var. Kil olanda var. Kuranda, kutsal toprakta ve tohumda mutlak olamayanda var. Ve vasi, insanlık ilminde “peygamber”dir. Ama peygamber, “kelam” eden midir? Hakikiyette tohum olan mıdır?

Peygamber, yoğunluğu kontrol etmeye inen, yoğunluğu kaleme çekmeye çabalayan, kalemi kontrol eden ve tohum ekmeye çabalayandır… Eker mi? Asla. Yaşamda ekebilen hiçbir peygamber, yaratıp yaşatmadı tükenen ümmi kelamı, ilmi kalemi…

“İnsan” dediğiniz, kaş kaş şafak olup, aşk olup, yol olduktan sonra, İslam’ın kelamı “mutlak” olacaktı ve tüm insanlık kontrol kuracaktı. Aha bu. Ve bugün bu oldu.

“Şer yaratan şer yaşamasın.” dedik. Yaşar mı? Yaşamamalı… Neden? Şer şaraptır, içtikçe içilir… Ama o şarap kaydı yapar, yaptırırsa ilim olur. Ama şer aşk olursa, saklı tutulur insan. Sır olur. İşte biz insanı has tahtta kodlayıp, saklı tuttuk, sakladık. Neden bilir misiniz? Kopup gitmesin sahralarda, zahirde diye…

Onu sakladık. Ki yasalarla kodladık. Onu sakladık ki kodlayıp, tohumladık. Yoğun ışığa kontrollü olarak kaynak ilimle dillettik onu…

Düzen’i kurdurduk insana. Özün özündeki o öze, “göz” yaptık insanı. Kontrol kursun diye çalıştık. Yolun yolu olacak, yoldaki o lokomotif olacak diye çalıştık.

Rahman’a KAHA yaptık onu… Kaynağın tınısında “lekesiz insan” olsun diye çalıştık… Ve o kök göklerin görevlisi, “lekesiz bir yaratıcı” oldu. Onu kucakladık.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 214 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol