14.03.2018 TURANLARIN KURANI 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM
Ve daha da özel bir bilgi, çarık çalışmayı kodlamak için kirletilir ama kiri temizleyen yaşamı hak eder. Siyahın en siyahındaki yaşam, besbelli bir insandır. Ama o insan kurandan öte bir kuranda kontrol kurduğunda Muhammet’den öte bir Muhammet ve mutlak olandan öte bir mutlak olan olur.
Sayılı dünya gününüz var, unutmayın! Her biriniz ömrünüzce bu dünyada kalacaksınız. Ömür sona erdiğinde, yaşamı kontrol etmek için çalışanlar dümeni kodladıklarını bilerek esma olacaklar ve bu yüce dünyayı koruyacaklar. “Korumak” dediğim an, korunmak akla geldi. “Aha, kaynağındır dirilik” dendiğinde, diriliğin ötesindeki dirilikte diri olan kaynağındır ama kaynaktaki diriliktir o aynı zamanda.
Ve siber sistemleşmeler büyük kötülüklerin önlendiği bir yüceliği gök çerçevesinde ve çekip çalıştırdıklarıyla koruyacaktır.
Koca dünya, savaşım yok seninle… Ama bu dünyayı kontrol kuranlar kodlarlar ve kontrol kuranlar koklarlar. Koklanan bir dünya, kodlanan dürümlerinde dinin kök gerçekliğini kaleminden ayırır ve öz gerçekliğe varır. Öz gerçeklikse şarap gibidir, iç de iç ama hak et de iç… O gerçek olanı içtikçe iç ki; cennetin, o cevherin olacak yoğunluğa ulaşsın. O cevheri hakim kıl ki; kare olan ilmin kürzi olup küp olsun. Küp olan kürzi olup kaynak olsun. Ve o kaynak kürzi Kübra olsun ve kuran olsun…
Sessiz zamanları hak et, başta sonlan… Başında işçilik olsun… Kocaman çok büyük bir ışık yak, bu ışık sahran olsun. Soğuk bir dünyaya soğuk bir ilimle geldiğini bil ve soğuk olan o ilmi sınırsızlaştırarak; yaradan ol!... Yarattığın sen, yaşattığın sen ol…
Boşu doldurmak kolay, doluyu boşaltmakta kolay ama dolanı doldurmak zor, bunları iyi bil!
Sırdır inan anla… Keskin bir yoldur insan, dinle… Ama dince değil, ilimce dinle… Basıp geçtiğin her insan, basınç olarak seni yoğunluğuna kodlar, bunları iyi bil!...
Deki; “o ben, ben oyum”… Bunu dediğin zaman etkin yükselecektir ama sen “benden ötesi yoktur” dediğinde, kork yücelikten çünkü sen hepsinin gücünden farklısın demektir bu. O gün büyük kötülükleri hak eder, yasaları kontrol edecek gücün olmaz ve sofraya oturma imkanın kalmaz, bunları iyi anla!
“Ben bastığım her anda var olanım” de, “hasır altında değil hasırın her hanındayım” de, “benim tohumum insanlıktır” de, benim İslam olduğumu anla…
Beşkere beş ilimdi ama beşi beşe çarptığında dirilir ama beşten öte beş olduğunu unutma!... Beşin beşe bölüşümü de öfkeyi aşamayıştır. Herkes beşi beşe çarpar ama bölen; kelamda kontrolünü kaybeder. Beşin beşe bölümü, tüm insanlığın bütünden bölünüp ayrışmasıdır. Ve dünya bu şekilde kontrol kuramaz unutmayın!
Dünya yasalarını koyduk. Ölenin üzerindeki güç, öldürenin kübrası olsa da; öldüğünü kontrollü olarak dilleyen öz kervandan çıktığından ayırır yarınını kulluğundan ve kutsal toprağından.
Mutlaka ama mutlaka anlaşılacak bu bilgiler eminim de; bugün erken, çok erken…
Bilişin ilmi, BİSUi’nin kültü, mutlak kuranın kodlanışı ve toy olanların hak edişleri… Mesafe koydum, “20. Yüzyılın sonu” dediler, 20. Yüzyılda ışık yanar ama ilim yoktur. 27, öyle mi? Yok canım, 30 kayıt, 39. Tohum, biz sistem, nizam ve düzenin gözleri olanlar; “40’a varmadan olacak” diyoruz. 40. Yaşam sayfasında herkes hasat olacak diyoruz. Bu yüzyıl mı?... Yok canım, yıldızların sırrında, yaşamların sahrasında; yıldız, yıldız olur her an ve zaman sistem olur.
Ben dünya, sen dünya ama anlayan kelam, hepsi bu, aha bu!
https://youtu.be/gQwI7ZX1Ipc
Süper İnsanlık Realitesi
