Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (12) 2. AKIŞ
 

16.MAYIS.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI 12
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Dağlarım!...

Bugün burada çok önemli bir görev çalışması yapılıyor... Bu çalışmayı yaparken çoğumuz, neden bugün bunlar anlatılıyor diye sorgulamaya başladınız... Bizler, dünya ilmiyle size her şeyi anlattık ama SEVGİNİZ ÇOKSA, YOLUNUZ DOĞUMLARA KODLANIR... AMA SEVGİNİZ YETERSİZSE, YAŞAMINIZDA KELAMINIZ KONTROLSUZ KALIR...

Bugün burada müthiş bir görev kodlaması yapıldı... Herkes “ben iyiyim” dedi... Bu çok önemli... Ben iyiyim... “Ben, toprağa indim ve kök gerçekliğimi görevli olarak kayıtladım” dedi... Ben sesleştikçe sizler dillediniz... Yüreklerinizde, kelamınızda ve hakikiyetinizde kendi rahmi kapınızdaki yaşamları... Ama İslam insanı sevgidir dediğim zaman, insanlık sormak ihtiyacı duydu... “Hangi İslam?”

Değerliler!...

İNSAN, İSLAMDIR... Biz ZİYA olan insandan söz ediyoruz İslam derken... Musa, Mustafa hepsi İslam ama onların toprakları insan mı? BUNLARI KİMSE NET OLARAK ANLAMADI... BİZ YAŞAMA KAYNAK OLANLARIN TÜMÜNE İSLAM DEDİK... Size İslam derken de, kastettiğimiz budur... Ama birçoğunuz dünyanın ölü bir planet olduğunu ve ruhsuz olduğunu bildiğiniz halde birlik kalemine kelam olamayanların doğanın kübra olan kervanında, hakim olamayacaklarını bildiğiniz halde, birilerini tırpanladınız... Dediniz ki “O, O, O...” “O, O, O...”

Yavrularım!... Som altın ışıklarım!... 89. Koda varanlarım!...
Deli Dumrul’sunuz hepiniz... Anlamadınız mı? Sizi dilliyorum ben burada... Ve diyorum ki “bedenliler, ölüler, diriler anlatın!... Yazılar okunmazsa, siz okutun... Nesiller boyu sizi dinleyenler olacak... Ama okuyup anlamadan sistem olmaları imkanı yoktur...

Ve sevgililer!...

RAN KAPILARI VARDIR SAHRALARDA... Bu ran kapılarının hepsi ışığın kalemiyle kodlanmış kapılardır... Ve bu kapıların kendi yoğunluğunuzla açılması gereklidir... EĞER BU KAPILARI AÇARSANIZ, KIRK KAPININ LEKESİZ BİLİŞİ SİZİN YÜREĞİNİZ OLUR... VE TEMEL DİRİ OLURSUNUZ... Amaç budur...

Köpük köpük olanlar, öz görevi kontrol edecek güçte olup oğullarını kıranlar, nesillerini yıkanlar masamızda bulunmamalıdır... Bilir misiniz? Ve bizler, çeribaşı değiliz... Burada çeri olan yok... Kimse kimsenin kırılışını istemez... AMA DORMANLARI UNUTMAYIN... ÇOK KURANLAR KIRDI ONLAR... Onların ruhsuz olmadıklarını da bilin... Kelamla, kutsal ışıkla tohumlanmış olmalarına rağmen, öksüz kaldılar... Bunun için herkesin kaynak olduğu bir dürümde, muktedir olmasını ve kodlama yapmasını isterken, kontrollu olmanız şarttır...

SEMA, SİZİN YÜREĞİNİZDEDİR... SİZİ DİNLEYENLERİN TÜMÜ YÜREĞİNİZDEN DİNLER... Ama semaya yarın olanlar, merdivendirler... Ve ocaklarından olurlar...

Hey dünya!...

“Neden bugün bu kadar çok konuştum” diyorlar... Hep konuşurum... Ama bugün farklı bir konuşma oluyor... Ve diyorum ki “anlayın...” Ve yine diyorum ki “anlayın...” Ve hep “anlayın” diyorum...BU MECLİSTEN TÜM YAŞAMLARA ANLATIYORUM... Bu meclis, herkesin kendi yolunda olan ve kodlanmış tohumlarıyla mutlak olanların mahrek olan sahrasıdır...

Dert midir dünya? YAKANIZI AÇIN BAKIN... ORADA NE VAR? BİLGİ VAR!... AMA KAPATIRSANIZ YAKANIZI İNSANLIĞINIZI KAPATIRSINIZ... Açın yakanızı, imparatorluğun kübra olan kelamıyla tohumlanın... “OL” deyin...

Değerliler!...

Ölü bir planete olmaya değil oldurmaya gelenlersiniz unutmayın!... BİZ SİZE HER BİLGİYİ VERDİK... Her bilgiyi verdik... Oldurun diye... Ve dünya, netice... Hepsi bir tek... Ama bizi anlayan, hakikiyet... Hakikiyetin öz köklerindeki göz... Bizi dilleyen öz, göz ve söz olan...

Hatırlayınız... Yerküreye inmek istememiştiniz... Neden? Çünkü “din yok” dediniz dünyada... Neden? Çünkü “ruh yok” dediniz dünyada... Neden? “Kaynak yok” dediniz... VE NEDEN İNSANLIK SİZİ İNSAN DİYE DİLLEMEDİ? Çok huzursuzluk yaptınız bu dünyada... Devrin üzerindeki devir ve onun üzerindeki devir... Hep sessiz kaldı... Çünkü siz resim yaptınız ama hasat yapmadınız... İşte dünya insanına bunu anlatmalıydım bugün... Ve biz bu dünya insanına, Hakk’ın kalemi olmaya ve Hakk’ın kara sahrasından öte şafak olmaya geldik... Bu meclisin görevi insanlıktır...

MERKEZ İNSANDIR... MERKEZ İNSANDIR... BAŞKA BİR MERKEZ YOKTUR... SİZİN ÖTENİZDE BAŞKA HİÇ BİR MERKEZ YOKTUR... BUNU HEPİNİZ ANLAYIN... “Ben giderim, öz gerçekliği hak ederim, duyarım” bu yetmez... Kendinizi bilin... Kili, kumu bilin ama yolu da bulun... VE KELAMI KALEM OLAN OLUN...

Bastığınız yaşamı bilin... O yaşama hak edip gelmediğinizi, hak olup geldiğinizi bilin... Ve öz köklerinizi bilin... Kuran olmadan kupanızı kodlayamazdınız... HERKES KURAN DEĞİLDİR... İLİM OLANLARDIR KURAN OLANLAR... BUNLARI BİLİN... “Ben dünyayım” deyin... “Başka bir yaşam benim için gereksiz” demeyin... “Her anım” deyin...

Han, ALTIN IŞIK, hak taht İLİM, siz İNSANLIK SESİ ve yer GÖREV... Ama gök sözcülüğü İLİM... Bunları anlayın... KONTROL, İNSANLIĞIN GÜCÜDÜR... Bunları da anlayın canlar...

Melaike değilim ben... Ama ben insanlık ilmiyim... Benim kelamımda bu var... Ben melaike olsam, yakıp yıkarım dünyayı bilir misiniz? Sanmayın ki melaikeler ilimle sizleri korurlar... Kontrol kurarlar ve yoğunluğunuza her anı kodlarlar ama yarınlar için mi, anlaşma gereği her anda varlığınız için... Ve sizin hologramı aşmanız için her ne gerekirse yaparlar... BİRE HİZMETTİR MAKSAT...

“O çoban ne yaptı” diye sordular... “Çoban” dedikleri Mustafalar değil, yasa koyanlar da değil... Kimdir o çobanlar? Kelam olmadan, kervan olmaya kalkanlar... Kelam olmadan kervan olunursa, onlara biz hasatçı değil; haktan, tınıdan uzak olan ve o yoğunluğu kontrol etmeye çalışan cennetsiz olanlar diyerek kontrol dışı sayarız hepsini de...

Peki, peygamberlik ne ki? Neden onlar peygamberlik ilmiyle geldiler? Yoğundular... Kokuyu yaymaya çabaladılar... Koskocaman bir doğa ve o doğada muhakim olacaktılar... Ve dediler ki “sürer gideriz yaşamı...” Onlar yaşamın çobanları olmak istediler... Biz öz gerçeklikle ölüyü diriltmeye gelenler, onlarsa sürüp götürmek isteyenler... Farkımız budur...

Herkes herkesi bilsin diye çabalıyoruz... Herkes hakkını alsın diye çabalıyoruz... HEPİNİZİN YOLU ALLAH YOLU... ÖLÜYÜ DİRİLTİN DİYE ÇABALIYORUZ... Ve eti kemiği olanların hak olmaları için çabalıyoruz... Ve şükür ki, hak ettik... Aşkla kaynağa indik ve ruhluğa tohumlandık... Şimdi daha güçlü bir sahraya iniyoruz...

https://youtu.be/fHfoC4Rw-Os

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 30 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol