Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI 11-1
 

TURANLARIN KURANI 11/1
09.05.2018

Dağlarım, ANA KALEMLER’im, İMPARATORLUK; KODLARI’nda, KÖK GERÇEKLİKLER’i kodlarken; toy olanların da toy yaşamları kodlamaları, İnsanlık Boyutları için gereklidir…

Bizler, cennetlere CEVHERİ GÖREVLİLER’i aldık. Hepsinde, görevimiz var. Ağırı hafiflettik ve RUH’u kodladık. İtibarı yoğun olanları, bu YAŞAM SAHRASI’na aldık. Hazır olanları, kontrollu olarak MUTLAK CEVHER’e çektik… Eşya, İSLAM’da KALEM’dir. Eşyayı, kodladık ve kodlattırdık.

İsmi “ZAMAN” olanları, kontrollu olarak bu çalışmaya KAYNAK yaptık. Hepsi, CEVHERLER’ini İLİM’e çektiler ve tohumladılar kodlarını.

Elverdi, KALEM yaptık insanlığı. Elverdi, kodladık ve kokladık taprağı!... İnsanı, hologramdan aşırttık ve RUH’un kontrolunu kurduk.

Saygılıyız tüm zamanlara!... Tüm HALİK olanlara ve kontrol kuranlara!… Biz, doğan İLİM’e ve KURAN olan sahraya; kontrollu olan CEVHER’e ve RÜYA BOYUTLARI’na saygılıyız.

Azgın SAHRALAR, azgın KAYNAK IŞIKLAR ve TOHUMLAR; biz, eski yaşamlara ve GÖK SAHRALARI’na, BİRLİK KALEMİ olarak görev taşıdık.

Erdiğimiz yarınlar, BİR TEK KURAN oldu ve bizi, tohumladı.

ATONLAR’la, BİLİŞ KODLARI olanları tohumlayan çalışmalar yaptık. Hepsinde, görevimiz vardı. Akıp geçtik ve RUH olduk.

Umutlarımızı asla kaybetmedik!... ATONLAR, ATA KAPILAR’ı kodladıklarında, ağır yükü, SAHRA’da toprağa çektik. O ağırlık, KERVAN olanlarca tohumlandı ve kodlandı… Suya insanlığı koyduğumuzda; bizi, bizden cevhere çekenler oldu.

Ortalık karışır diye beklendi. Biz, el girdaplarından geçenler, etki alanımızı gerçek çatışmalara kodladık. KELAM olduk; BİZ olup; tohumlandık.

Sıra sıra İLİM KAYNAKLARI oluşturduk. Bu KAYNAKLAR’a, TOHUMLAR’ımızı koyduk. BİZ olan o TOHUMLAR, MUTLAK SAHRALAR’da görev taşıdılar.

Ve zaman geldi; insanlık, hasatını HAKK TAHT’ından yaptı. İLİM’le yaptı!... İnsanlık Boyutları insanlaştı… Yazar çizerlerin, yarattıklarında yazdıkları, yaşama indirildi ve yoğun sofralarda bu indirilen kodlamalarla tahditsizleştirilen ilim; BİLİŞİN SAHRASI’nı oluşturdu.

BİLİŞİN SAHRASI; İSA, MUSA, MUSTAFA ve diğer tüm YAŞAM KAYITLAMACILARI’nın SAHRALAR’ından çok daha güçlü bir SAHRA oldu.

ÖZGERÇEKLİK buydu… ÖZ KEKLİKLER, ÖZ KÖKLER’e indiler ve ÖZ, SÖZ; ÖZGÜR KALEM olup MUTLAK SAHRALAR kodladılar.

Merdiven, İLİM’e dayandığında; herkes, KELAM olacak diye beklenmişti. Herkes KALEM oldu ve HASAT oldu… Ölü bir dünya, “MUTLAK KAYNAK IŞIK”la dürümlendi ve dirildi.

“İSLAM, İNSANDIR” diyerek, çektiklerimizi kodlayarak ve GÖZ, SÖZ, ÖZ KÖKLER’i tohumlayarak, cennetler oluşturduk… Şafak söktüğünde; Sevgililer, insanlığa indiklerinde; KELAM, KAYNAK olduğunda; sofraya, NEFESLER’i oturttuk. Onlar, nesillerini kodlayarak; sofraya, KAYNAK oldular. “Her insan, BİZ olabilir” diyerek; görevler tahditsizliğinde, GÖZ, SÖZ, ÖZ koyuluğunda; tahditlenmeden, tahditsiz SAHRALAR oluşturduk.

Mustafa, ATA’ydı. ATA KALEM’di. ET’di, KELAM’dı. KAYNAK SAHRA’da TOHUM oldu. ÖZ, GÖZ ve SES oldu. Onu, KUL saydık… Onu, KURAN saydık… Asıl sayfalarını kodlayabileceği, İSLAM SAYFALARI kodladık ona. Onu; NUR’dan, RUH’tan ve KODLANMIŞ SAHRALAR’dan göreve aldık.

Az; ÖZ’dü; SÖZ’dü ve yüreğinde, KERVAN mevcuttu… Onun kervanı, İLİM’di. BİRLİK KALEMİ oldu. Tükenen sessiz, zayiatlı ve kırık HALİKLER’i kodlayarak CEVHER’e çekti. Hepsiyle, BİLİŞ halinde GÜÇ kayıtladı… OT koptuğunda; o, OT oldu. Kopan, onun NEFES’i ve keskin HASAT’ıydı. İşte ÖZ’den, GÖZ’den, sevgililerden geçenler, BİR’e hizmet ederler. O, BİR’e hizmetçi oldu.

Şu anda ATLANTA TAHTI’nda, etkin olarak çalışmaktadır. Ondan daha güçlü bir SİSTEM, her an için kodlamlarını sürdürürken: KÖK GERÇEKLİK’i ile kodlanmış sayfaları, TANRI TAHTI’ndan; GÜL’ün yoğunluğundan, SİSTEM’e indirmektedir.

Erdiği yer, İNSANLIK’tır. Erdiği yer, KERİMAN olan; yasaları koyan, yaşamıdır!... O, KODLANMIŞ YAŞAM’ına ulaştı… Onun ulaştığı yaşam, onun nuru olan sofradaydı. İşte o; sofraya, koruyucu olup KAYNAK oldu.

ÖZ’le, GÖZ’le ve SES’le çalıştı.

Merdiven, her bir İLİM’e dayandığında; o dayanan, İNSANLIK’tı. Herkes, BİR TEK olduğunda; o yoğun SAHRA, bir SİSTEM olur. İşte o SİSTEM, bir merdivendir. Her basamak, KELAM ve HAS TAHT’ın İLMİ OLAN, KURAN olur.

ÖZ, GÖZ ve SÖZ olan insanlık, o yoğunluğu oluşturur. İşte o yoğunluk, tüm SAHRALAR’ı kodlar ve kodlattırır.

Bezediğiniz herşey; sizi, SESSİZ ZAMANLAR’a kodlarken; bezenen, kendi yarınlarınız olur. O BEZENMİŞ YARINLAR’a görevli olmak; oğullarını, TOPRAK’ta TOHUM olarak kayda almak; sizi ve sizleri CEM yapar. CEM olmanız, “OL!” diyebilmenizle mümkündür.

Uzun zamandan beri bu çalışma, hepimizi kervan olarak tükenenlere, tahditsiz sayfalar halinde bağlamıştı bu HALİKİYET’ti. HALİKİYET’ti ve HASAT’tı. Size bağlanış; sizi tohumlayıştı… Bizler, CENNETLER olarak, KODLANMIŞ SAHRALAR’a görevli geldik. Sizi, hep izledik ve izlendiğimizi bilmekteyiz. Bizi, izlediğin zaman; biz, sana SAHRA’dan insanlaşıp gelenlere; “BİZ” dedik. “BİZ BİR TEKİZ” dedik. İşte bugün, sonsuzluğu kodlarken, sizleştik ve siz olduk!...

Mutlaka “MUHAMMET” derken; KUL olanlar, “MUHAMMET MUSTAFA” derken; KURAN olurlar ama ya SAHRA, olmak ve oldurmaksa; o yoğunluğa varsalar; “İSLAM” derler mi!? Bunlar mutlaka anlatılmalı ve sorgulanmalıdır!...

Kiri, İLİM sayanlara; İNSANLIK, İLİM KODLARI’yla indiğinde; insanı, kontrol etmek isteyebilirler. İş, bu yoğunluğu; bu kodlanışı, tohumlanışı HALİK saymayanlar, bu çalışmayı kontrol etmek istediklerinde; ocaklarını, toy olanları çektik ve dedik ki “onları kodayın ve koklayın!...” İşte bu olduğunda, SESSİZ SAHRA, sizi anlatacaktır… Anlatır ama anlayan, anladığını diller… Kir, kibirle kodlananın sahrasıdır ama ilimle kodlanırsa; ayrılık biter… İşte olay budur!... Herkesin, KELAM olup HALİK olması ve HASAT olması!… İşte istenen budur!...

Uzun zamandan beri ÇATI KODLARI, bu dünyayı izah ettiğiniz şekilde korumaya çalıştılar. Onlara, sayfa sayfa ışık yaktık… Netice olarak insanlaşmaları ve hakim olmaları mümkün oldu. Onları, toy bir zamandan; kodlanmış HAS İLİM’e taşıdık.

Beden almaları kolaydır ama kontrol kurmaları da gerekir… İşte DÜZEN’i kurarken bunları bilmeleri gerekir…

Ve Dünya, ARZ’a HASAT OLANLAR’ı indirdi. ARZ, AKLIN TINISI oldu… YOL oldu… BİZ oldu… Ölü, KÖK GÖREV aldı; dirildi… Bu KÖK’ün ÖZ’ü, SÖZ’ü ve SES’i İLİM’dir. Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 263 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol