TURANLARIN KURANI (2/1)
07.03.2018
Dağlarım, RAHMAN der ki; “HALİK OL… ÖZ KÖKLER’ini kodla; TOHUM OL… OL da nesiller boyu kodlamalar yap… Yaprak yaprak KALEM OL… ÖZ GERÇEKLİK’ini dille de DİRİ OL… ÖN’ün üzerinde GÜÇ olan YOL’undur!… O YOL OL… Önce CENNET OL… Sorumlu OL dünyadan. Dünyanın aklı sen OL… O akıl, İNSANLIK AKLI olsun… Sorma nesiller yere iner mi diye!... Her insan, yürkürenin insanlığı olsun… ÖZ SESSİZLİK seslensin… Yarınlar göklerde kodlansın…”
“Aşkın hakkını ver!... O aşk, lekesiz olsun!... Unutma! Zaman, sana HAKK TA ALA’nın İLMİ olarak kodlanır… İNSAN OL ve HAKK TA ALA’nın İLMİ’ni haket dinle!... Sen, ben BİR TEK İNSANLIK!… O insanlık, KURAN, KÖK GERÇEKLİK OLAN YAŞAM ve BİR TEK OLAN KULLUK!... İşte dünya budur!...”
Muhammet, et kemikti… İtibarlıydı!… ALTIN IŞIK’ını kodladı… Yarınlara ulaştı!... Mustafa Kemal İNSAN oldu!... O bir RUH’tu ölüyü diriltti. İş buydu!... Ummanlara KALEM oldu. ÖZ GERÇEKLİK’iyle HALİK olup yarınları varetti…
Biz, İnsanlık Boyutları’nın NURLAR’ı olarak burada bu çalışmayı yaparken her anda hologram olan yaşamları kodlayarak çalışmaktayız. O sorumululukla yaptığımız; herkesin yapması gerekendir…
Biz RAHMAN olan RUH olarak çalışırız. O RUH, Mustafalar’ın kulluğu için kodlanmış ise de herkese kodlanır ve kontrol kurulur. Buyurun!... Koruyun yüreklerinizi ve zayiatınızı önleyin…
Yüceler, bilir ki kim zamana kırıcıysa; kıran ve kırılan KURAN olur ya da ZAMAN, KALEM’e inmişse; KELAM, HALİK’se; kılı kırk kere yarın!... O yarılan, AN KAYITLARI’nda, her anda, can olursunuz… KURAN’dan öte KURAN olursunuz.
Çorba pişirdiğinizde, o çorbada NAKAR olursunuz ve yolu kontrol edersiniz… ZAMAN KAPILARI’nda RAHMAN olan, hep NAKAR olur.
Bu şudur: NAKAR, kontrolcudur ve iyiyi iyiye; kötüyü kötüye tohumlar… Onun HALİKİYET’i, her anı kontrol eder… Cennet istiyorsanız; siz, cennet olursunuz ya da cehennem yaşatıyorsanız; cennetten çıkar cehennemi yaşarsınız. Bu kesindir!...
MUHAMMET, bunu anlatmak istedi ve size diriliği ile indi… MUSTAFA KEMAL ise sizi kodlayarak sizleşti ve siz olup kontrol kurdu… Aralarında bir tek fark vardı. Biri İLİM’di. Diğeri KAYNAK’tı… İşte! İSLAM’da bu fark anlatıldı… Anlatıldı ama anlaşılmadı!...
HER İNSAN, KURAN’dır. KUTSAL NİSA’dır. HER İNSAN, MUTLAKTIR ama KAYNAK olamayabilir…
“ŞEYTAN” dediğimiz, ASA taşıyandır… ASA’yı taşıyan, HULUSİ SİSTEM’de KELAM’ı taşır… O, kulu kuldan tohumlar; KURAN olur… Hologram olur… Hakim olur ve gerçeği kayıtlar… Herşey, onun NUR’u ile olur… Ona varamayan, ona “NEGATİF” der. O negatif denen, her anda tohumdur. Onun içindir ki her insan, o tohumu hologram diye diller ve Sistem’i kontrol etmeye çabalar.
Vuracak, kıracaksanız; kısır kalırsınız… Vurduğunuz, kurtarıcı olamıyabilir size. Siz vurdukça, o güçlenir. Bunları iyi anlayın… Ve o sizi sizden korumaya çabalar… Siz, sizi koruyun ama her insan bunun için kendini mutlaka dinlemeli; hasat yapmalıdır…
Her insanın, her insana gücü var. Gücü hakedip kontrol edemeyen; hasat olamaz ve HAKK TA ALA’da, tahditli kodlamalarla yarattıklarını, yaşama indirmeye çalışır…
Hepimiz, sizi dinledik. Siz de bizi dinleyin diye sese girdik… Ana, bizi bağışla!... Senin için çok kolay herşey ama bizim için kolay değil!... Bizi bağışla!... Halik olduğumuzu düşünmedik. Sizi haketmeye çabaladık!... Bağışla bizi!…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
