18.NİSAN.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (8)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

Yasalar kapsamında dünyanın ruhunu kodlarken, “mutlak kuranlarımız”ın “doğanın kuranı” olduklarını da bilerek burada, bu yoğunluktayız.

Kem kalemler, kem rahmi kapılarda, kem kutsal tınıyı kodlarken, her şey kemleşir.

Hepimiz zamana kuranız canlar!

Yasa der ki “öfkeyi aşın, yolu açın ve yoğunluğu tohumlayın.” Bir’e hizmetçiliktir bu… Ama bir ilmin kalemi, insanlık dili ve “imparatorluk kuranı” iken burada bu yoğunlukta, mutlakiyetin gerçekliği gerekir.

Kaçtığınız ya da kaçırıldığınız zaman sizler, sizi kendi yüreklerinizle hakettiğinizi zannederseniz, bu da yanlıştır. Her şey, her şeyde mutlaktır ve sevginin kulu, hepimizin yoğunluğu ve “mutlak kuran”ın toprağa “tohum” oluşu, Mikail’le ve Mikail olanın kelamındaki kare, küre ve her andaki dürümde mutlak olan “biliş”ledir.

Kim cennete kelam iken, “mutlak sahra” olabilirse, ocakta o olur. Mutlak sahranın “ruh” olduğu ve kuran ile “kutsal tını”yla “kalem” olduğu da anlatılmalıdır.

Herkes “ben dünyaya, ölü bir planet olan bu yoğunluğa gerçek kaynağımı indirmeden geldim.” dedi. Burada bulunan herkes kendi yoğunluğuyla buraya geldi. Kendi yoğunluğuyla buraya gelebilmesi, kendini tohumlara kodlayabilmesinden doğan bir haldir.

İşimiz doğum, ölüm hadisesinden çok daha farklı bir iştir. Sevgililer, tork sistemleri “mutlak kulluk ilmi”yle burada bugün. “Tork sistemleri” derken kastettiğim, kelam olanların kendi yoğunluklarıyla mutlak oğullamalarını kodladıkları kayıtların bilişkenliğindeki levhi kapıdır.

Bizler, “cennet” dediğiniz bu yaşamı kodlayan insanlık olarak size geldik.

Hepimizin sahrada insana ışığımız yandı. Ünümüz çoktur bizim… Biz ölüleri hakikiyetle dilleyenler, dirileri mutlak kayıtlardan kodlayanlar ve sahraya “kervan” olanlar, size ve sizin yüceliğinize inmek üzere geldik.

Korkmayın, doğanın gücü hepimizindir. Korkmayın, ruh bilişimizle mutlakiyetini tohumlamaktadır. Umutlarımızı asla kaybetmemeliyiz. Toprağın doğumu olmadan öz gerçekliğin kültünde “mutlak kalem” kontrol kuramaz.

Şu ana kadar “sahra” dediğiniz yaşamın, kelamla dillendiğini anlamaya çalışan biliş, hepimizde “göz” olup, “söz” olup, “ses” olup, yeryüzünün gücünü kodlamaya başlamıştır.

İmparatorluğun görevidir insan ve bizler imparatorluğun görevlileri olarak buradayız. Rus insanı, kulluk yapmak üzere bilişini kayıtlarken, İngiltereliler “ilim kalemi” olabilirler. Ya da Mikail’in kürzi kapısı olan Fransa hikaye dinler hep ama yarını kodlamak için kendini dinlemesi de gerekir. Ve bizler, tüm insanlığın levhi kalemi olan Türkiye’dekiler, “cennetin kelamı” olarak bu çalışmayı yapmaktayız.

Daha da özel bir bilgi, Suriye çalışmaları devam ediyor. Suriyede’ki kontrol kurulmadan evvel “dünyanın kutsal tınısı”nın kontrolu gerekecekti. Ve dünyanın yoğunluğunun artması gerekecekti.

Hastalıktır ilimsizlik… Dünyanın ilime ihtiyacı var. Bizler bunun için sizinle olmaya çalıştık.

İslam devrelerindeki görev, hakiki insanlığın kuranındaki güç, mutlak kutsal tınıyla kati ve hakiki bilişi kayıtlarken, mektebimizdeki görev daha da güçlendi.

Bu Meclis BSUİ olarak çalışırken, Barış, Sevgi, Umut ve “imparatorluğun ilmi olan bilgeliğin diriliği” bizim yüreğimize indi. Şikayet etmeyin, her ne varsa Allah’ın ilmiyledir. Ama “yoğunluğunuzdaki kuran”, “doğanın gücü”yle dillendiğinde daha yüksek insanlığın, yasalarla buraya inmesi gereklidir.

Bu nedenledir ki Rahman’a KA HA olup gelen birliklerin, kaynak ilimle dürümlenerek müsterih bir hakikiyetle dillenmeleridir beklediğimiz…

Ayrılık gözetmeyeceğimizi biliyoruz. Asla hata yapmadığımızı biliyoruz. Kök gerçekliği biliyoruz ve rol ilim olarak, kul insanın mutlak kaydını kulluk levhisine kati olarak, tahditsiz şekilde yapıyoruz.

“Az bilgi vermeyeceğim.” Dedim… Ama öz vereceğim bugün size. Öz bilgi vereceğim…

Sevgililer, doğanın gücü burada ama yoğunluğu artırabilmek için daha yüksek bilgiye gereğimiz var. Ruhi kapıların tümünde “insanlık kayıtları” var.

Karanlıktaki ilimden öte ilim var ve ruh olan biliş var ama bunun ötesinde kontrol var. Kontrolün kurulamadığı bir yaşamda “hasat” yapılamaz.

(Devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://www.youtube.com/watch?v=FV8-lzSwkuI&feature=youtu.be