Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (12) 3. AKIŞ
 

16.MAYIS.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI 12
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Tahtınız hakiki olsun canlar... Hologram olmayın... Mustafa sizi siz diye dilledi... Ama siz kelamda kalem olun ki hak edin...

Ses kodlanmış olsun... Biz siz olalım ki tohumlarınız koruyucu olsun... Dümene ilmi oturttuk ama ilim hakim olmalıdır... Hak olmayan, hakim olmayan kelam, hakikiyette teknik kodlama yapmayacaktır...

Dedim ki "ağır yük taşımayın..." Dedim ki "hak edin..." Yine dedim ki "hakikiyeti tohumlayın..." Ve dedim ki "murad edin..." Ve dedim ki "hasat olun..." Ve dedim ki "oğullarım toprak olun..."

Ve yine dedim kpntrol edin... Yer kült, aklın kübrası olsun... Hak olun... Toprak sistem oldu... Sizi hak etti ama siz o yoğunluğu hak edin... Netice olarak şunu söylemeye çalışıyorum... Bulgularınızı anlattınız. Biz bunları anladık dediniz. Açık dediniz. Ve bende derim ki "ama hak ettiğiniz de deyin... "

Halik olup deyin... hologramı tohumlardan çıkkarın kodlayın... Ruhunuzla deyin... Dediler "Diri hakim ama hakikiyette bir akıl olsun... " İsteğim budur...

Boşlukları doldurmak gerekir... Siyahın en siyahında kodlamak gerekir.. "Ol" diyenlerin, Ol dirilikleri kodlanmalıdır...

"Ol" dedik ya!.. Ölüyü dirilttik ya!... Hak ettik ya... Ama insanlıkla diyelim bunları...

Kervan Allah'ın ilmiyle yol alır... Aklın kapısını bulmadan Allah tahtına varma imkanı yoktur...

Koca bir doğa ya Ka Ha!.... O doğa akıl!... Herşey aklın levhi kaydı... Herşey akılla dürümlendi ve öz gerçeklikle kodlandı...

Ve Yarınlarda kontrollu olarak varlık sürdü... Her şey ama... Ya ses yoksa!... Sessiz kervan hakim korumalarla mutlak kurana ulaşır mı?... Mutlakiyete varmak gerekir...

Demin insanlıktan söz etmiştim... İnsanlığın ne olduğunu anlatmıştım...Bir tahtımız dedi ki " İbrahim insanlıktır..." Ama hangi İbrahim?...

Bunu da anlatmalıydı... İnaanlıktır ibrahim... Sanmayın ki biri geldi de insanlık ilmi ile çalıştı onun adı İbrahim'di....

Bu değil kastettiğimiz... İslam'ın dilidir ibrahim dili... Ama insanlık dilidir bu... Ama insanlık dilidir bu... Ben size bir candan değil insanlıktan söz ettim... 
Bunu anlamanızı beklerim...

Çokları Süper Sahraları anlamaya çabalıyorlar... Sorgu sual ediyorlar... Ne demek "Süper Sahra" diye?... Sanal boyutların kodlarının toprak toplumdaki tohumların ve mutlak olanların tüketilişlerini önleyebilendir...

Nerden nereye dünya vardı?... diye dünyayı dinleyin... Neler oldu dünyada açıkça dilleyin... Bakın neler bileceksiniz... Tüm bilgiler yolunuzda ve kontrolunuzda oldukça her şey sizden dillenebilir... Bunları anlayın...

Deyin ki ben yokum... Ama siz deyin ki ben yokum... Hepimiz yokum diyelim... Varlık boyutları yok olur mu?...

Olur mu varlık boyutları yok!... Olacak ne varsa kodlanmışlarca oldurulur... Benim olmadı demem, olduğunda, olgun sahraları tohumladığında mutlak olduğunu dillememden ayrı değil ki...

Olur, "OL" deriz... Ve kodlarız... Ama yoğunluğu arttırdığı zaman Som Altın Işık toprağı tohumlarken, nesillerini kontrol ettiği zaman, oğul der "sen yolunu kontrol et!..." Sofraya oturduğun zaman hak et!... Öz gerçekliğini dille.... Kervan Allah'ın ilmiyle yol alırken; kelam aklın kalemi oldukça Allah'ın sahrası oğullarınızı kodladığundan mutlaka ölüleri diriltecek gücünüz olur... Bunları anlayın...

Ben doğanın Kuran'ıyım canlar... O toprakları tohumladıktan itibaren, ruhlar kalemi olup bütüne hizmet için masa oluşturdum...

Ama hangi masa daha yüksek diye sorduklarında "hepimizin masası teknik kalemde bitişkendir" dedim...

Peki dediler "senin masan niçin ilimsiz kaldı?..." Çünkü ben her anda var olan masada insanlığa ilimle dillenim dedim... Ve sordular peki sen niye kelamda kendi yoğunluğunda bunu sahraya indirmedin?... Ben insana indim canlar!... Kelama ve hakka ve mutlak olana mahrek olana masamda yer verdim... Herkes kendini dillesin diye...

Üzerindeki yüceliği anlamayanın, ruhunda kuran olmaz canlar... Bunu iyi anlayın.. 
İki dere tekmil biriliklerini kodladığında o tek dere haline dönüşür... Bir tek olur ve akar... Biri ak kalem, biri akıl tahtı, bir tek kul olur da hak olur..

Ama dere diri olmadan kul olma imkanı olmaz... Evren evren gezenlere sesim yok bugün... Onlar çok kutsal çok hakiki ve çok hakim olduklarında burada bu yoğunlukta olacaktılar...

Buraya geçişlerine imkan tanıdım ama geçip gelmediker bugün... Çünkü kontrol dışı ilim verilecek dünyada diye düşündüler...

Ve Onlara Som Altın Işık olup indim ve dedim ki "gerçek aklın kapısını bulanlar, burada 30 Kuran ve 30 kaynak olsaydılar sessizlik girdaplardan çıkardı" dedim... Dinlediler, dürümlediler ve sormadan sonra sormadan, sorumlu olarak kodlandılar....

Şikayetleri varmış dünyadan.... Bizden şikayetleri varmış... Ama neden bilir misiniz?... Kaçtıklarında, onlara görev verildiğinde gök çözümlemeleri yapabilmelerine izin vermemişiz diye....

Kelama halik olanlar, hakka varanların insan olmaları için iznimize ihtiyaçları yoktur... Bunu dahi bilmeyenlerin buraya gelmelerine insanlık kodları, islam kapıları izin verir mi acaba?...

Gerçek budur canlar... 20 dünya birtek kurandır... Ama 20. Dürümde ilim vardır... Hepimizin yaptığı da ilimdir...

Kem gözlerin insana inmesine izin vermedik... Kem.... Özellikle kem... Ama kemden öte kem... Kelamı kul yapar da ölüyü kodlar ve dürümler....

Şikayet etmişler yine... Dünya yolu aklın yolu değil diye bir tek insan kök göklerin süper sahrası olsa hepsi olur dediler... Ve biz sorduk olmayan mı var dedik?... Sonra döndü baktı... Yine baktı olan mı var?... Göremiyorum...

Baktım ama bütünde yok... Ölü mü yoksa dediler... Öz kökler gök çözümlemeleri yaptı ve cennetin kapısının ilim olduğunu açıkladı... Ve gözleri kör olanlara, öz söz özgürce dürümlenip dillendi...

Ve dünyanın adının taht olduğunu... Yaşamın ak kaha olduğunu ve hasatının da muhakim ve hakikiyetli olduğu açık şekilde anlatıldı... Şu andan sonra kurandan öte bir kuranın mutlakiyetinde tükenen her dürümün müthiş bir ışığa dönüşeceğini hepsinin daha net olarak bileceğini ve göreceğini biliyorduk... Bakın neler oluyor?... Yoğunlukları artıyor daha arttı ve şu anda daha daha artıyor...

Çok artacağını ama çobanlık yapmaya niyetleri olduğu söylendi... Süper sahralarda çok özel bir çalışma yapılırken bu çalışmanın hikaye dinler gibi dinlenmesine iznimiz yoktu... Ve sofraya ilmi oturtanlara görev verdik... Girdaplarını alıp, yollarını bulup mutlak olmaları için...

Bize gelecekseler asla yanlış yapmamalılar... Bu kesindir... Dert değil bize gelip gelmemeleri ama yoğunluklarını kodlayamamaları dertleri olacaktır...

Aha bu....

https://m.youtube.com/watch?v=RqfLlJXD7yE&feature=youtu.be

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 13 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol