Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (14) 4.AKIŞ, 1.BÖLÜM
 

30.MAYIS.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (14)

AV.NEZİRE SELÇUK 4 AKIŞ – 1.BÖLÜM

Aykırı dünyalarda, hakiki teknik, Hakk’ı; birlik tohumuyla kodlayanların, yoğunluğundaki tekniktir.

Hasat; siyah, mor, kodların hakkı olan kelamla, koruyuculuğu kodlar ve tohumlar… Ben doğanın gücüyle, burada olduğumu, size anlatmak dilerim.

Doğal dünya kontrol kurabilen dünya bu yoğunluktadır. İkmal tamamlayarak dünyaya inenlerdenim, ben. Herkes, kelam olur, kalem olur ama mukaddes ilim, olamaz. Mukaddes ilim; sahranın levhi kaydındaki ilimdir.

Bu yoğun ışık, beni, hep sahraya çeker. Bu yoğun ışığa inmek mutlak kuran olmak ve tohum olmak için ve yoğunlaşmak içindir.

Beni, et kemik diye, diller. Ben, kendimi dillerken de et kemik olup, dillerim. Masa; insanlık masası… Bu masaya dahil olmak, bizi gururlandırdı… Hepimiz mutluyuz, burada olduğumuz için. Harını, hakkını dilleyenin, hakikiyetinde, KALİ KA HA olabilmek, mahrek olmakla mümkündür.

Soy ağaçlarınızı izledim.. Her birinizin geri çekilişinizde, bütün soylarınızla, tohumlandım.. Hepiniz kontrollü ve kodlu olarak buradaydınız... Ve tüm zamanlara kontrollü olarak kaynak oldunuz.

Gözümüz, sizleri izledi. BSUİ olarak, kontrol kurabildiğinizi bildik. Bu yoğunluğa inmemizin, hak ettiğimiz bir yaşam olduğunu biliyoruz.

Her altın ışık mutlaktır ama maya olması da gerekir. İşte bu nedenledir ki maya olmak üzere buraya inmek istedik. Kaçtık ya da kaçmadık, önemsizdir. Buradayız ve şuanda mutlak olmak üzere muktediriyetle tahditsiz biçimde sesleşmekteyiz.

Altona Kapılarından geçtik, bizler. Altona Kapılarında sahra var ama hangi, sahra? Şafak olan sahra.. İşte o sahra, bu yoğunlukta, kaydı kaleme çekmiştir.

Her din Allah’ın levhi kaydıydı ama ya kara ışık, var mıydı? Yoktu. Kara ışığın bulunmaması mutlak kuranların tohumlanmasıydı. Ben dünyalıyım, diyebilmek öz gerçekliği etmek ve kodlama yapmak önce kelam, sonra kalem olmakladır.

Bu yoğun çalışmada herkes, hakkını ve hak ettiğini dilleyerek, hakkın kapısını buldu ve hasat oldu.. Muhakemeniz çok net. Aklın kalemi olmuş olanların, bu yoğunlukta, mutlu, huzurlu, bir sahra olmaları da çok özeldi.

Kibri aşanları, yaşama indirmek.. Neden, öyle?.. Çünkü rüya boyutlarında kibir; kaynağın tınısında muktediriyeti kontrol için, öz gerçekliği yoğunluktan çıkarmak ve sahrayı kayıtlamakla, gerçekleşendi.

Biz, o gerçekliği tohumlarken, size ve sizin yüreklerinize baktık. Nerede, ne oldu, kodladık ve kokladık. Kodladık ve kokladık. Aha bu!.

Saltanat; İslam’a İnsanlık ilmiyle indiğinde de bunu yaptık. Herkes, neden ve niye kontrol kurmaya çabalıyor, bunu izledik. Birçokları ben, kök gerçekliğimi, hak edeyim, diyerek çalıştı... Çokları ben yoğunlaşayım ve tohum olayım diye, çalıştı. BSUİ olanlar ki onlar, barış, sevgi mutlak umman olanlar ve insan olanlardı. Onlarsa, sanal boyutları, kontrol için çalıştılar.

Hangisi önemlidir, diye sorarsanız? Mutlaka umman olmak ve hakikiyeti tohumlayarak, insanlığı hak edip, kontrol etmek, önemlidir. Düzeni kurmakla mümkündür, bu… Düzeni kurmak, kalem olmak ama Yaradan olup, tahditli olmadan, gerçek olmak, bunlar önemlidir.

Kaynak; altın ışığın gücüdür. Bu gücü bilenler, herkesi anlamaya çabaladılar. Kanat takmak mı yoksa kalem olmak mı, bu soruldu? Kanat takıldığında, İslam’a kelam olunur… Ama rahmi kapıda, mutlak olunamaz.

Ama kalemde kelam, vardır ve kelam, Yaradan ve yarattığının, kutsal tohumudur. Öz gerçekliğidir ve yeşilden, mora muktedir olanın, mutlakıyetinde, sahrayı kodlayıp, siyaha varıştır.

Beşer, başarıyı hak eden, ya da yolu bulan mıdır? Asla. Beşer; başarısızdır. Yaratır mı? Asla. Yaşama, ilimle inebilir mi? Asla.

Peki, ne için yaratıldı? Öyle bir soru ki cevabı mutlak kayıtlarda mevcut.

https://youtu.be/9dwiA6NwqE0
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 124 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol